Giriş
"Amerika'yı yeniden büyük yap" sloganıyla yeniden başkan seçilen Donald Trump, şu ana kadar ekonomik görünümünde genel olarak müdahaleci, milliyetçi ve agresif büyüme odaklı olmuştur. Buna karşılık Federal Rezerv Sistemi (Fed) hem küresel hem de yerel ekonomik dinamikler doğrultusunda daha temkinli ve veri odaklı bir tutum sergilemiştir. Bu görüş ayrılığı, Trump'ın Fed Başkanı Jerome Powell'ı sık sık eleştirmesiyle ön plana çıkmıştır.
Trump'ın Ekonomik Görünümü ve Politikaları
Trump'ın ekonomi politikaları Fed ile yaşanan anlaşmazlıkların temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda Trump'ın ekonomi politikaları şu şekilde özetlenebilir:
Korumacı Ekonomi Politikası
Trump'ın ekonomi politikaları "Amerika'yı yeniden büyük yapma" vizyonuna dayanıyor. Trump'a göre Amerikalı üreticileri korumanın yolu dış trade sınırlamaktan geçiyor. Bu doğrultuda, dış trade açıklarını azaltmak için Çin, Meksika ve Vietnam gibi ülkelerden yapılan ithalata yüksek gümrük vergileri getirmiştir. Dahası, bu perspektiften bakıldığında, Trump serbest trade anlaşmasını eleştirmektedir.
Vergi İndirimleriyle Büyümeyi Teşvik Etmek
ABD'de kurumlar vergisi oranı %21'dir. Bu oran, Trump yönetimi tarafından 2017 yılında yürürlüğe konulan Vergi İndirimleri ve İstihdam Yasası (TCJA) ile %35'e düşürülmüştür. Trump'ın vergi indirimi politikasındaki temel amacı, yatırım ve istihdamı teşvik ederek sermayeyi ABD'ye çekmektir.
Yüksek Faiz ve Güçlü Dolar Karşıtı Duruş
Trump, başkanlığı boyunca güçlü doların ihracatçılara zarar verdiğini savundu ve daha düşük faiz oranları için Fed'e baskı yaptı
Konuyla ilgili dikkat çekici paylaşımlarından birinde Trump, "Görünüşe göre ECB (Avrupa Merkez Bankası) yedinci kez faiz indirimine gidecek, ancak Fed Başkanı 'Bay Çok Geç' Her zaman ÇOK GEÇ VE YANLIŞ olan Jerome Powell, dün yine tipik bir 'karmaşa' olan bir rapor yayınladı! Petrol fiyatları düşüyor, market fiyatları (yumurta bile!) düşüyor ve ABD VERGİLERLE ZENGİNLEŞİYOR. 'Bay Çok Geç', tıpkı ECB gibi faiz oranlarını çok daha önce düşürmeliydi, ancak kesinlikle şimdi düşürmesi gerekiyor. Powell'ın görevden alınması yeterince hızlı olamaz!"
Fed Başkanı Powell'ın Tutumu
Trump'ın tüm eleştirilerine yanıt olarak Powell, Fed'in siyasi kararlardan bağımsız olduğunu vurguladı ve "Bugünkü enflasyon verileri hedefe yakın olduğumuzu ancak henüz orada olmadığımızı gösteriyor" dedi. Powell bu açıklamalarıyla faiz indirimi için henüz erken bir aşamada olunduğuna işaret etti. Ayrıca Powell, siyasi bağımsızlık ilkesine vurgu yaparak, "Yakın vadede seçimin politika kararlarımız üzerinde bir etkisi olmayacak" dedi.
Trump ise daha sonra bu söylemi yumuşatarak "Powell'ı görevden almaya niyeti olmadığını" söyledi. Böylece bu söylem bir süreliğine gündemden düşmüş oldu.
Ancak Trump'ın Fed'e faiz oranlarını düşürmesi için yaptığı baskı etkisini sürdürüyor. Bu bağlamda Trump, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda değişmeyen tutumunu aşağıdaki ifadeyle teyit etti: "Benzinin galonu 1.98 doları geçti, son yılların en düşük seviyesi, bakkaliye (ve yumurta!) düştü, enerji düştü, mortgage oranları düştü, istihdam güçlü ve tarifelerden milyarlarca dolar akarken çok daha fazla iyi haber. Tıpkı söylediğim gibi, sadece bir GEÇİŞ AŞAMASINDAYIZ, daha yeni başlıyoruz!!! Tüketiciler yıllardır fiyatların düşmesini bekliyordu. ENFLASYON YOK, FED FAİZİ DÜŞÜRMELİ!!!''
Piyasa Tepkileri ve Potansiyel Etkiler
Trump'ın Powell'a yönelik eleştirileri ve faiz indirimi talepleri ilk aşamada piyasalarda belirsizlik yarattı. Özellikle Fed'in bağımsızlığına ilişkin endişeler yatırımcı güvenini olumsuz etkiledi. Ancak Trump'ın daha sonra geri adım atması ve Powell'ı görevden almayacağını açıklaması piyasalar tarafından olumlu karşılandı.
Ancak Trump'ın benzer söylemleri piyasalarda yeni bir belirsizlik ortamı yaratabilir ve bu da belirsizlikten kaçınma eğiliminde olan sermaye çıkışlarını hızlandırabilir.